Aba: Geniş, kaba,sert dokuma.Yünden yapılmış kaba kumaş (Sanat Terimleri Sözlüğü)

Adventure:
Macera, serüven.

Agraf:
Giyim eşyasını kapatmaya, birleştirmeye, alttan tutturmaya yarayan metal çengelli ve halkası bulunan bir tutturmalıktır.

Ajur:
Delikli örgü veya dikiş

Alpaka:
Kuru, parlak görünüşlü, tiftik karıştırılarak dokunan bir kumaştır; yazlık elbise yapımında da kullanılır.

Alamode:
Moda olan, ilgi çeken ve çok tutulan anlamındadır.

Anvelop:
Üst üste kapanan giysi modeline verilen ad.

Aplike:
Düz veya desenli bir kumaştan kesilmiş motiflerin bir başka kumaşa işlenmiş durumudur.

Apre: Dokumacılıkta kumaş veya derinin cilalanmasında kullanılan maddedir.

Asker Çuhası:
Kaba ve hafif keçeleşmiş, askeri elbise yapımında kullanılan kumaş türüdür.

Atlas:
Satene benzer. Yalnız kumaşın yüzünde çözgü ipliği daha çoktur ve atkı iplikleri daha kalındır.

Avangart tarz:
Geceye dönük avangart giyim tarzında ise, midi boylar asimetrik, yırtmaçlı ve düğme patlarından tatbik edilen yırtmaç efektleri anlamındadır.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Batik: Doğuda binlerce yıldır uygulanan, ilk kez XVII. yüzyılda Hollandalılar tarafından Avrupa’ya getirilmiş olan bir kumaş baskı ve kumaş boyama tekniği. Kumaş bal mumu tabakaları ile yer yer desen özelliğine göre örtülerek boyama yapılır. Daha sonra bal mumu çözdürülür ve böylece istenen desen sağlanmış olur.

Baggy:
Çok bol

Baguette bag:
Uzun, küçük, dar çanta

Bluzan (Blouson):
Fransızcadan Türkçeye bluzan olarak geçmiştir. Kalçaya sıkıca oturarak biten kısa ve bol, spor bluz.

Body:
İngilizcede vücut anlamına gelen kelime, giyimde vücudu deri gibi saran ve bacak arasında birleşen kollu, kolsuz giysidir.

Biye:
Kol, yaka, etek vb. giyside kenarlara geçirilen aynı ya da başka kumaşla dikilen ince şerit.

Brokar:
Altın ve gümüş desenleriyle süslü, zengin bir oryantel ipektir.

_________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Capri:
Boyu dizin altında olan pantolon anlamındadır.

Cool Chic:
Sık, feminen ve çabasız görüntüye verilen isim.

Çizgi:
Hareket halindeki noktanın belirli bir yönde gidişidir. Sanatsal zincirinde, sembolik, iş görmek için bulunmuş bir grafik öğesidir.

Çima:
Giyimde 1 mm üstten çekilen süs dikişidir.

Camisore:
Kadın iş gömleği

Clutch:
Elde taşınan, askısız çantalar için kullanılan bir terim.

Coutre:
Kişinin özel beğenisine göre tasarlanmış, özel tasarım elbise.

Cardigan:
Yün hırka
______________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Demode:
Modası geçen

Distortion (Distorsiyon):
Çarpıtmak, biçimini bozmak, kırmak, bükmek, tahrip etmek, deforme etmek.

Doku:
Görme ve dokunma duyularıyla kavranabilen, homojen, yüzeysel etki öğesi.

Domese:
“Domesko” adı da verilen, dokuması kendinden desenli Hint kökenli bir kumaş çeşididir.

Döminent:
Ara renk. Resimde iki ton arasındaki ara renk.

Drapaj:
Drape gibi dökümlü asimetrik modellerin kumaş, kağıt vb. malzeme ile manken üzerinde çalışılması.

Drape:
Birçok büzgünün bir yerde toplanmış hali. Kelime anlamı buruşmuş, kırışmış demektir. Kumaşın giysi yapımında ince pililerle işlenerek kullanılması. Bu kullanım belde, bedende veya kalça üzerinde, giysinin belli bir bölgesinde olabildiği gibi giysinin tümünde de olabilir.

Dublifast:
Çift yüzlü kumaş, iki taraflı kumaş. İki kumaş dokunup ortada ipliklerle birleştirilir. İki yüzün renk ve deseni birbirinden farklı olabilir.

Düşes:
Parlak, düzgün, akıcı, ağır bir saten kumaştır.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Empirme: Değişik renkte boya kullanılarak kumaş üzerine desen ve zemin basma işlemi.

Elegan: Şık ve sade

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Fay: Atkıda hafif bir çıkıntı yaparak sıkıca dokunmuş parlak bir ipektir.

Flat: Düz yassı topuk

Floral: Çiçekli

Frotaj: Sürtme, belli dokulu yüzeylerin üzerine kağıt konularak alttaki görüntünün alınması için boya ile yüzeyin ovalanması.

Fashion Victim: Moda kurbanı

Full skirt: Büzgülü bol etek
______________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Gusto: Zevk

Gaze: 5mm, 7mm üstten çekilen süs dikiştir.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Haute Couture: Türkçe okunuşu hotkutür olan kelime, kişinin özel beğenisine göre tasarlanmış, özel tasarım elbise anlamına gelir; dilimize Fransızca‘dan geçmiş bir moda terimidir. Tam karşılığı ise “ısmarlama”dır. Buna karşın, her özgün ya da kişiye özel yapılan tasarım haute couture olarak sınıflandırılamaz. Genellikle üst gelir seviyesinde elit müşterilerin beğenisine göre hazırlanan giyim türüdür. Yani kişinin kendi tercihlerine (renk, aksesuar, taşlar v.b.) göre yapılan tasarımlardır. Gelinlik buna en iyi örneklerden biridir.

Hint Sarısı: Kehribar sarısına yakın bir tür sarı renk.

Honan ipeği: Çin’de Ham Tussah ipeğinin dokunduğu yerin ismini alan ipektir. Şantung'dan daha pürüzsüzdür.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________

İpek Saten: Pürüzsüz parlak ipektir.

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Kapitone: İki kumaş arasına pamuk, elyaf ya da yün gibi yumuşak malzemelerin yerleştirilip dikilmesi.

Kitsch: Almanca “Verkitschen” kelimesinden türeyen kitsch, bir şeyin yerine bir başka şeyi koymak anlamına gelir.Aynı zamanda değersiz eser, zevksizlik, duygusallık ve gerçekle çakışmayan anlamı da taşır. Kitsch’te bir şeyin “-mış gibi” olan yanı vurgulanır. Malzeme gerçek kişiliğinden dışlanıp “gibi”ye yöneltilir. Örneğin; tahta boyanıp demir gibi gösterilir. Kitsch ürünler özellikle kırsal kesimden kentsel kesime geçiş sürecinin yaşandığı toplumlarda çok sık görülür. Tüketim zevksizliğinin gelişimine ait örneklerdir.

Klasik: Zamanı olmayan çeşitli sezonsal modifikasyonlarla her zaman aktüel olan klasik giyim.

Koleksiyon: Giyim profesyonelleri ve özellikle kreasyon terzilerince basına ve alıcılara tanıtılan modellerin tümü. Mevsimlik koleksiyonlar hazırlayarak bunları canlı mankenler üzerinde tanıtma düşüncesini 1858’de Charles Frederic Worth ortaya attı.

Kompoze (Fr. Compozé): Sakin, yalın.

Konfor (Fr. Confort):
Günlük hayatı kolaylaştıran, rahat.

Kontrast (İng. Contrast): Her türlü sanatsal kompozisyonda renk değerleri yada diğer nitelikler açısından öğeler arasındaki karşıtlık. Karşıt, aykırı, renklerin, duyguların, etkilerin zıtlaşması.

Kontur: Etraf çizgisi anlamındadır. Kesimde ve çizimde biçimin sınır çizgisi. Taslak çizgilerden farkı anlatım kararlılığıdır.

Kreasyon: Kişisel yaratıcı gücün giyimin tarihsel evrimi ışığında çağdaş koşullarla birleşmesinden oluşan renksel ve çizgisel bir tasarımdır.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Loafer: 1800’lü yıllarda İngiliz kraliyet ailesi için icat edilen, kenarlarındaki deliklerden ip geçtiği için kolayca esneyenler de “side-gusset”ler. Zamanında Amerikan öğrencilerinin ayakkabının önündeki ince yarığa bozuk para sokarak kendi tarzlarını yarattıkları için bu ismi almış.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Masculin: Erkeksi giyim tarzı.

Melanj: Karışık şey, muhtelif şeylerden ibaret.

Metropolitan: Büyük şehre ait.

Mink: Küçük memeli olan vizonun kürkünden yapılan kürk.

Missomi: Bir çeşit tüylü iplik.

Mistik: Esrarlı.

Moda (İng. Fashion): Giyim, davranış, ev döşeme, makyaj gibi alanlarda topluma ya da toplumun geniş bir kesiminde yaygın, ortak tutum ve anlatım özellikleri bütünü.

Moda Resmi: 1770’ten itibaren elbise modellerinin silüet üzerinde artistik biçimde çizmek.

Modelist: Modacının yarattığı modeli giysiye dönüştürmek üzere çizgi aşamasından alarak malzeme ile kalıplara dönüştüren teknisyen.

Modernlik: Yılların akımlarını spor elementlerle birleştirip gelecekte yaşatmak isteyen giyim tarzı.

Muare: Su dalgası ya da ağaç kabuğu gibi yanardöner görünüşlü, taftaya benzer bir kumaştır.

Mutasyon: Değişim, başkalaşma.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Sadelik: Net ve basit formlarla yalınlıktaki güzelliği yaratan giyim.

Sangin: Demir oksitli, kremit renginde bir boyadır.

Sepya: Sepia. Siyaha çok yakın tonda koyu kahverengi. Mürekkep balığından elde edilir.

Silüet (Fr. Silhouette): Bir insanı profilden ve kesin konturlarla sınıflandırılmış bir leke biçiminde betimleyen resim.

Skinny Jean: Tayt gibi vücudu saran jean modeli.

Slim-fit: Üzerimize oturan ve kişiyi daha ince gösteren dar kalıptaki giysilerdir.

Sock: Eskiden komedi aktörlerinin giydikleri bir çeşit pabuç. Kısa çorap.

Soft: Yumuşak, sakin, nazik, uysal.

Soket: Kısa çorap.

Spiritüal: Tinsel, manevi.

Stil: Sanatçının eserlerindeki müşterek anlatım tarzı.

Straplez: Omuzları tamamen açıkta bırakarak vücudu saran ve belde biten küçük giysi.

Şifon: Şeffaf ve hafif bir kumaştır. İpek ya da sentetik olabilir.

Şömizye: Belli biçimdeki bluz anlamında kullanılır. Küçük yakalı takma kollu, kolları manşetli ve önden düğmeli klasik bluz.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Tayyör (Fr. Tailleur): Fransızca'da terzi anlamında da kullanılır. Giysi bütünlüğünü yansıtarak vücuda oturan etek ve ceket takımıdır.

Ton Lokal: Esas ton, temel ton, varlıkların temel rengi

Ton Monte: Yükselen, şiddetli ton.

Ton: Boyalı bir cismin parlama ve kuvvet derecesi. Resimde aynı rengin açıktan koyuya derecelenmesi.

Tonlama: Bir kompozisyonda devamlı kullanılan renk düzenlenmesi.

Ton Froid (Soğuk Tonlar): Beyaz olan, limon sarısından, yeşil ve mavili, siyaha kadar olan tonlardır.

Tranquil: Sakin, huzurlu.

Trend: Eğilim, yöneliş.

Triko: İnce gözenekli ve rahat dokuma.

Truvakar:
Fransızca'daki sözlük anlamıyla çeyrek demektir. Giyimde ise uzun ceket veya kısa manto anlamının yanı sıra dirsekte biten kol boyuna da denir.

Tweed:
Yüzeyi kabarık dokunan yünlü kumaş.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Ultramarin: Lacivert renk
Urban: Şehir yaşamı

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Valör: Aynı rengin en koyusundan, en açığına kadar derecelerine denir. Rengi etkileyen siyah beyaz oranıdır. Resimde bir parçanın ya da detayın aydınlık veya karanlık açısından bir diğer parça ya da detayla olan ilişkisidir. Koyu-açık derecelerini anlatır. Derinliği kuvvetlendirmek için kullanılan şekillere uygulanan resme ait elemanlardır.

Volan (Fr. Volant): Verev kumaştan kavisli olarak kesilip, giysiye dar kenarlarından düz eklendiğinde geniş tarafıyla fırfıra dönüşen parça. Fırfır yapılacak parça düz kesilip büzgülerle zenginleştirilir. Volanda ise büzgü yoktur.

______________________________________________________________________________________________________________________________________________________